Wednesday, October 27, 2010

HOW CAN I MAKE A DIFFERENCE?

Dün akşam kariyerim için büyük bir adım attım:P İş çıkışı ek işe gittim; evet, aynen öyle yaptım ekmek parası derdine düştük. Mühendislikten kazandığımız para yetmiyor akşamları da garsonluk yaparak geçinelim dedim.

Şaka bir yana Belçika konsolosluğunda dün akşam bir kaç en sevgili arkadaşlar ile birlikte gönüllü olarak garsonluk yaptık. InterNations için hazırlanan bir event de toplanan paraların TEGV gideceğini duyunca işin şekli değişti ve gönüllü oldum. İlgili event e buradan inceleyebilirsiniz.

Gönüllü olarak çalıştığımız için kimse bizden bir şey beklemiyordu. Biz kendimizi kaptırmıştık çalışmaya. Bol bol kaytarmacalar, kokteyl alanına kaynamacalar, insanlarla konuşmacalar, içmeler, gülmeceler...derken zaman bitti etrafı toparlama vakti geldi. Tonlarca ama tonlarca bardak bize kaldı ne yazık ki onları taşıma şansımız yoktu. Sponsor bardakları gönüllülere vermiş ama gönüllü olarak toplam yedi kişiydik. Herkes günün karı birer altılı bardak takımı aldı ve tshirt. Her şeyden önemlisi eğlencenin dışında hepimizin üzerinde bir huzur vardı. Gerçekten toplanan paralar TEGV gidecek duygusu. Birileri için bir şeyler yapmak duygusu güzelmiş. Bazı insanlar başkalarına yardım etmek için yaşıyor, bunun ne kadar huzur verici olduğunu anlıyorsunuz. Üç-beş saatlik servis işiyle bunu hissettiysem gerçekten Afrikalı aç bir çocuğun elini tutsam ya da okuyamayan bir kıza okuma yazma öğretsem kendim için de bir şeyler yapmış olacağım demek ki. Angelina Jolie aklıma geliyor...Kelimelerin şifasız kaldığı anlar;


Duygusallığın dışında geceden bahsetmek istediğim bir iki nokta var. Ben iş yerimden dolayı yarım saat rötarlı geceye katıldım. Her şeyi çok sevgili arkadaşlarım ve kardeşcağızım hazırlamıştı. Gelir gelmez elime bir tepsi verdiler. “Bunu bunu yapacaksın, rakibimiz bunlar, biraz güler yüzlü biraz agresif olacaksın, hedef kitlen bu.... en çok burada iş yaparsın” gibi cümleler yüzünden baya şoka girdim. Birincisi ben gönüllü değil miyim, ikincisi zaten verdiklerimiz bedava ister içerler ister içmezler niye bardakları zorla ellerine tutturuyor olacağım şeklinde bir şoktan sonra anladım ki bizimkiler kendi kendilerine hedef koymuşlar, şarap reyonunda duran kızların güzelliğine sinir olmuşlar:)

No comments:

Post a Comment