Tuesday, December 29, 2009
Saturday, December 26, 2009
If I were a Rich Man
Thursday, December 24, 2009
Trafik Kazası durumunda Yapılması Gerekenler
· Tek başınıza trafikte kaza yapmamaya çalışın. Hatta tek başınıza bayan olarak kaza yapmayın.
· Kaza yapmanız durumunda gerekli olacak en önemli şey yanınızda sakin ve bilinçli arkadaşlarınız olması.
Biraz önce İstanbul’da ilk kazamı yapmış bulunmaktayım. Hatam yok pardon var; trafikte bulunmam bile bir hata.
Kazayı yaptıktan sonra biraz sarsıldık ama kimsede herhangi bir sorun yok. Gerekli bütün işlemleri çok sevdiğim arkadaşlarım halletti. Tek başıma olsaydım, hiç bir şeyi beceremezdim. O ortamda oturur ağlamaya başlardım. Panik ataklarımdan kurtulmam lazım. Aslında panik yapılacak hiç birşey yok. Gerekli telefonlar arandıktan sonra herşey halloluyor.
P.S: Serdar, şahin ve en çok Çağla'ya teşekkürlerimi bir borç bilirim... Hepinizi yemeğe götüreceğim.
Monday, December 21, 2009
Women come to New York for the two L's: Labels and Love
Sunday, December 20, 2009
2010 Resmi Tatil Günleri
Friday, December 18, 2009
Piacere del Caffe'
Amerika ise starbucks kültürü yaygın gibiydi, orada olduğum sürece güzel, çalışan, bakımlı bayanların elinde starbucks kahveleri vardı. Sadece amerikada gözlemlemeye gerek yok, sevgili vatanımda pek özendiği için o memlekete bizlerde de gözlemlenebilir alttaki durumlar; (bence her türlü yakışıyor)
Wednesday, December 16, 2009
Expectations from the New Year
Spora gitmek istiyorum, sevmesem de spor yapmak istiyorum en azından yoga ve yüzmek. Bol bol kitap okumak istiyorum, daha çok ve güzel filmler izlemek istiyorum. Görmediğim en az 2 ülke görmek istiyorum. Güzel yemekler yapmak ve güzel yerlerde lezzetli yemekler yemek istiyorum. İtalyancamı geliştirmek için kursa başlamak istiyorum. Vespa istiyorum. Apple istiyorum... Mutlu olmak istiyorum. Sağlıklı olmak istiyorum. Gülmek istiyorum. Bol bol eğlenmek ve az çalışmak istiyorum. Aşık olmak istiyorum. Çok şey istiyorum ve aslında bir şeyleri kalıba sokmak yerine beni mutlu, huzurlu ve eğlenceli hissettirecek şeyler istiyorum.
Olur mu olmaz mı bilmiyorum ama we’ll see...
Tuesday, December 15, 2009
Deneysel Soya Soslu Sarımsaklı Karides Tarifi
Yemek yapmaması konusunda bir sıkıntım yoktur, kendisi çok çalışır. Zaten bu sayede yemek yapmak gibi güzel bir alışkanlık edindim. Tek başıma yaşarken çok şey deneyebileceğimi düşünürken bu kadar çalışma koşulunda neden annemin yemek yapmadığını anlıyorum.
Karidesi çok severim. Karides ile deneyebileceğim güzel bir şey düşünürken bulduğum deneysel mükemmel lezzetli yemeği burada paylaşmak istiyorum.
Soya Soslu Sarımsaklı Mükemmel Karideslerim
(2 kişilik)
· 3-4 çorba kaşığı zetinyağı
· 4-5 diş sarımsak
· 300 gr karides (kabukları ve içi temizlenmiş olması önemli, bir de onunla uğraşmayın)
· Bol bol taze öğütülmüş biber (marketlerde karabiber gibi karışık satılan taze biberler var)
· 1 çorba kaşığı soya sosu
· Az miktar çok ince dilimlenmiş maydanoz
Yağ tencere kızdırmaya alın ve sarımsaklar ile birlikte bir dakika civarı karıştırın (mümkünse tencereyi sallayarak karıştırın,tadını bozmamak adına). Daha sonra Soya sosu, karides ve maydanozları ekleyerek 4dakika civarı karıştırın.Taze öğütülmüş biberleri de pişmeye yakın atın. Servise hazırdır afiyet olsun. (Bol tuzlu seviyorsanız soya sosunu arttırın, tuzdan kaçının)
Friday, December 11, 2009
Great Wen
Ulan dedim Aysen diyor böyle böyle, bir yerlere ışınlanmam lazım hazır biletler de ucuz Londona ben de niye böyle bir çılgınlık yapıp kendimi iyi hissetmeyeyim.
Kendi kendime konuşmaya başladım. İçimdeki maceraperest ben v.s içimdeki korkak ben
Maceraperest Ben: Nisan ayı için bilet şimdi alsam ne olacak, olacak şey kendimi iyi hissetmek olacak. Yapar mıyım yapamaz mıyım??? Baktım biletler ucuz hadi al...al işte ne olacak... Londonu görmedin al bebeim..
Korkak Ben: yaa ben bu gece yastığa başımı koyayım sonra alırım acelesi yok
M.Ben: Hayır al işte düşünecek ne var
K.Ben: Yani şimdi izin alamazsam
M.Ben: Al bileti ,biletin olursa iznini de alırsın vizeni de...hadi
K.Ben: Yok yok, ben bu akşam bir düşüneyim
Maalesef korkak ben ağır basıyor....bilet milet bir mok alamıyorum.benim bu halim ne olacak
Wednesday, December 9, 2009
How To Make Money From Your Blog
Monday, December 7, 2009
Contemporary Istanbul
Her zaman gitmekten çok zevk aldığım Rumelihisarı’nda yer alan Kale’de kahvaltı keyfiyle güne başladık. Gerçekten denize sıfır, köy kahvaltısı kıvamında salaş, çok lezzetli omletleri olan bir yer. Bir kere ben kahvaltıda çayı sınırsız isterim ki sürekli bir tepsi çay geliyor ortaya bittikçe alıyoruz.
Devamında Lütfi Kırdar Kongre Sarayında Contemporary Istanbul Art Fair gittim, anlatılmaz yaşanır. Dünyanın dört bir yanından gelen eserler sergileniyordu. Maalesef dün son günüydü, keşke bir kere daha ve bir kere de daha gidebilseydim. Sonrasında taksimde alışveriş niyetindeydim ama gel gör ki yorgunluk ağır bastı. Yine de azimle taksime doğru yolumu belirledim, bir iki parça bir şey alarak sonrasında kardeşimi bekleme arifesinde en sevgili akıllı arkadaşım Pınarı ve onun yabancı nişanlısı Walter ayak üstü muhabbet. Yorgunluk olmasa bol bol zaman olsa neler yapacağım?
Pazartesi günü ne var?
....
.....
.... İş var...
Saturday, December 5, 2009
Dünya Rakı Haftası
Friday, December 4, 2009
Öğretmenim canım benim...
bu fotoyu aysenime armağan ediyorum, gelecekteki kütüphanesi böyle olacak biliyorum hatta o merdiveni de ben hediye alacağım;
Wednesday, December 2, 2009
Aircraft Fear
Neyse İstanbul dönüşünde bu kadar korkamaz diyerek uçağa gidiyoruz. Şimdilik her şey yolunda azıcık panik durumda. Olan oluyor ve uçak sallanmaya başlıyor ve işteeeeee.... kardeşim bayıldı, hiç bir şey yapamıyorum. Yanımda kolonya da yok. Bileklerini ovuyorum ama işe yaramıyor kardeşceğizim hala baygın. Benim sinirler iyice bozuluyor. Bir daha onunla aynı uçağa binmeyeceğim ya da ayrı koltuklarda oturacağım çünkü kardeşimi o halini görmek istemiyorum, uçak korkusu yüzünden kalbine zarar verdiğinin farkında değil.
Uçak kazasının başımıza gelme ihtimali, 11 milyonda bir. Yani 10.999.999 kere iyi bilet çekiyorsunuz, bir kere kötü bilet
Lost & Found
Lost and Found uğrayıp, kayıp bavulumu bildiriyorum. Bilgilerimi bıraktıktan sonra elime iki kağıt veriyorlar. Okuyup yapmam gerekenleri yapacağım. Gecenin bir vakti telefonum çalıyor. “Bavulunuzu bulduk!!!” uykumun ortasında sevinsem mi üzülsem mi anlayamadım ama hala o bavulcuğum elime geçemedi.
Pegasus havayoluyla maceram bu kadarla bitmiyor ama burada anlatıp ifşa etmenin anlamı yok çünkü Pegasus ile yine uçar mıyım, uçarım maalesef bütçeme uygun ama.
Tuesday, December 1, 2009
Healing Water
1.gün bol dinlenme zamanım başlamış oldu. Sabah kahvaltı aile ziyareti... Haymana’ya gidiş. Termal sularda şifa bulacağım planda ve kese-masaj da tabiî ki de yaptıracağım. Her şey mükemmel planladığım gibi. Masaj bir miktar yorgunluğumu alıyor. (Her gün bir sene boyunca yaptırmam lazım bütün yorgunluğum için) Gerçekten yolunuz düşerse hatta Ankara’da oturanlar için güzel bir dinlenme aktivitesi. Burada insanın ömrü uzar.
7 kocalı Hürmüz... film hakkında çok fazla yorum yapmak istemiyorum ama buradan duyurulur kıyafetler ki mükemmel kostümler vardı gittigidiyor.com’dan satışa verilmiş mor çatı kadın sığınma evi için. Nurgül Yeşilçay çok iyi oynamış, o rolü gerektiği gibi oynayacak başka isim bulamıyorum. Eğlenceli vakit geçirmek için ideal bir film.
Günün sonuna gelirken bana yorgunluk geliyor...Kardeşim için gece daha bitmedi (cafe bien, flat, nada, if.... Ankara’da başka gidilecek adam akıllı yer bırakmamış)
2.gün işte olan oluyor ve yataktayım. Etrafımda doktor çok veriyorlar avucumun içine tonlarca ilaç 2gün sonra ayaktayım. Diyorum yapmayın etmeyin ben biraz daha yatıp dinleneyim, işe gitmeyeyim ama çoktan iyileştirmişlerdi beni.
Ankara’da yapacağım planlarım vardı ama olmuyor. Koç müzesine minyatür odalar sergisine gidecektim güya. Planlarım ertelendi.
Thursday, November 26, 2009
The Cup of Silence
Ankara da güzel planlarım var. Bol bol dinlenmece...bol bol! İhtiyacım var dinlenmeye, sevdiğim insanlarla olmaya. Yahya Kemal Beyatlı’nın en hoşuna giden tarafı Ankara'nın İstanbul’a dönüşüymüş ama ben seviyorum küçük denizimde yüzmeyi, kocaman okyanusta kaybolsam fark edilmem bile.
Tuesday, November 24, 2009
Better to light a Candle
Aşktan mı bahsetsem acaba, başımda kendilerini sevdiğim bir bela var. Başlasam anlatmaya,derdime derman olur mu burası? Kendisi daha blog sayfamı okumadı acaba buradan ona mesaj mı yollasam. İstediklerimi burada belirtsem, wishlist oluştursam kendilerine işe yarar mı? Ayy ben bu fikri çok sevdim.
Kitaplardan bahsetmek isterdim ama aşk ağır bastı. Güzel duygu, yaşanmasa olmaz, hayatı güzelleştiren kavram. Yalnız karşınıza benimkisi gibi birisi çıkarsa işiniz zor. Kendileri iyi güzel de bir şey yaptırmak için çok zorlanıyorum. 100 kere söylemeden yapmıyor, yaptırana kadar canım çıkıyor halim kalmıyor.
Monday, November 23, 2009
Change the Channel
Bazen gazete bazen aile ortamı bazen arkadaş ortamında birilerini söylüyorlar. İzzet Bilmem Ne, Bilmem Ne Yıldızhan benim tepkim “aa oyuncu mu?” ya da hemen google yapıyorum gazetede okuduysam. Sonra gördüklerime inanamayıp şu zamana kadar onları tanımadığım için mutlu, böyle insanların varlığını öğrendikten sonra onlar için acıma hissine kapılıyorum.
Sunday, November 22, 2009
Fosforlu Cevriye Bileti Olan?
Dış Dünyaya Broadcast
Gecenin sonlarına doğru “Orhan Veli Kanık” andık, şiirlerini okuduk ezberden.
ANLATAMIYORUM
Orhan Veli Kanık
Daha sonra Derviş Zaim’in “Tabutta Rövaşata” ve Serdar Akar’ın “Gemide” filmlerini konuştuk. Nerede kalmıştık? Mutlaka izlemeniz lazım.
Saturday, November 21, 2009
Dritti Umani
Diğer bir çok yan etken de söz konusu. Eğer dilerseniz size bu konuda çok yetkin yazar, araştırmacı ve akademik çalışma adı verebilirim. Ayrıca böyle karmaşık bir konuya girmeden önce Simone de Beauvoir'dan Michel Foucot'ya Judith Buttler'a kadar çok geniş bir yazar, akademisyen, dilbilim uzmanı ve felsefeciyi okumak gerekir. Yazınızın geri kalan bölümlerindeki çoğu söyleminize katılıyorum. Ama şunu asla unutmamak gerekir ki, eşcinselliği, “Madem bizim yaşam hakkımız var, Allah yarattığına göre onların da olmalı” gibi basit bir söylem düzeyinde ele almak yerinde, insanlar ister rahatsız olsunlar, ister kabullenmesinler, bir yaşam hakkı, cinsel ve toplumsal kimliğini açıklamak ve ifade etmek hakkı, eşit yurttaş olmak hakkı, demokratik tanınma hakkı ve azınlıkların haklarının korunmasının gerçek demokrasinin gereği olduğu gerçeği bağlamlarında ele almak gerekir. Saygılar ve sevgilerimle.
Arzu A."
Burcu's Words
Ciao a tutti
Düzenli olarak bazı blogları takip ederim ve her zaman takdir ederim bu kadar düzenli ve özenli oldukları için. Peki benim niye yok... Yazı yazabilme kabiliyetim çok yoktur. Dilbilgisine dikkat ederim ama sayılarla iyidir aram. O yüzden zaten mühendis oldum. 2008 itibariyle bir iş kadınıyım. Bu konuda hem mutluyum hem değilim. Mutsuzluğumun ya da mutluluğumun cevabını daha bulamadım. Bulan varsa bana yazarsa sevinirim.Ben başka kimim... En zor soru. Burada yazdıklarımla; ilgi alanlarımı ben de keşfetmiş olacağım. Aslen Ankaralıyım ama iş hayatı sayesinde İstanbul’da yaşamaktayım. Yurtdışı geçmişim de var ki fark edeceksiniz en sevdiğim özelliğimdir görmediğim yerleri keşfetmek.Kahve ve çikolatayı çok severim şuanda da bilgisayarımın baş ucunda mükemmel kokan bir kahve ve çikolata yer almakta.
Bugün çok sevdiğim çocukluk arkadaşımın doğum günü partisi var. Bakalım nereye gideceğiz. Size yerle ilgili düşüncelerimi aktaracağım. Benvenuti a questo blog