Saturday, November 21, 2009

Dritti Umani

"...İsmim Arzu, transseksüelim (erkektim kadın oldum) ve lezbiyenim. Mimarım, heykeltıraşım. Brüksel Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi mezunuyum. Master ve doktoram var. Önce yazınızdaki inanılmaz bazı yanlışlara dikkatinizi çekmek istiyorum. Öncelikle cinsel tercih lafını kaldırın ve yerine cinsel kimlik deyin. İkincisi, ''Benim, ailemden birinin ya da evladımın değişik bir cinsel seçimde bulunmamış olması sadece bir şans.'' diye yazmışsınız. Bu cümleniz ayrımcılığın ta kendisi. Lütfen söylemlerinizde heteroseksüel erkek egemen söylemleri kullanmayın. Şans sözcüğünü kullanmakla en başından eşcinselliği, travesti ve transseksüelliği bir normal dışı cinsel kimlik biçimi olarak algıladığınızı ortaya koyuyorsunuz. Normal denilen heteroseksüel cinsiyet kavramı, sadece üremeye yönelik Yahudi-Hıristiyan ahlak metodolojisinin yarattığı bir kavramdır. Çoğunluğun belli bir cinsel kimliğe sahip olması azınlığın normal dışı olarak değerlendirilmesini haklı kılamaz. Bu nedenle ''şans'' sözcüğünü kullanmış olmanız gerçekten bir talihsizliktir. Daha en başından sizinle özdeşleşmeyen cinsel kimlikleri dışlamış oluyorsunuz ki bu tamamen sübjektif bir değerlendirme olup, çok ayrımcı bir ifade tarzını ortaya koyuyor. “Son yıllarda yapılan araştırmalar eşcinselliğin yüksek oranla genetiğe bağlı olduğunu ortaya koymakta.” demişsiniz. Sizi bu konuda kimin bilgilendirdiğini bilemiyorum ama tümüyle yanlış olan bir araştırmalar ya da magazinsel bilgiler dizisinden söz ediyorsunuz sanırım. Son araştırmalar eşcinselliğin genetik olmayıp, fetüsün gelişme sürecinde hormonal yapılanmalarına bağlı olarak ortaya çıktığını kanıtladı
Diğer bir çok yan etken de söz konusu. Eğer dilerseniz size bu konuda çok yetkin yazar, araştırmacı ve akademik çalışma adı verebilirim. Ayrıca böyle karmaşık bir konuya girmeden önce Simone de Beauvoir'dan Michel Foucot'ya Judith Buttler'a kadar çok geniş bir yazar, akademisyen, dilbilim uzmanı ve felsefeciyi okumak gerekir. Yazınızın geri kalan bölümlerindeki çoğu söyleminize katılıyorum. Ama şunu asla unutmamak gerekir ki, eşcinselliği, “Madem bizim yaşam hakkımız var, Allah yarattığına göre onların da olmalı” gibi basit bir söylem düzeyinde ele almak yerinde, insanlar ister rahatsız olsunlar, ister kabullenmesinler, bir yaşam hakkı, cinsel ve toplumsal kimliğini açıklamak ve ifade etmek hakkı, eşit yurttaş olmak hakkı, demokratik tanınma hakkı ve azınlıkların haklarının korunmasının gerçek demokrasinin gereği olduğu gerçeği bağlamlarında ele almak gerekir. Saygılar ve sevgilerimle.
Arzu A."

No comments:

Post a Comment