Tuesday, April 26, 2011

C'ERA UNA VOLTA IN ITALIA

Biraz önce yemekhanede yemek yerken İtalya’da çok güzel bir trattoria da olduğumu hayal ettim ve aklımdan bu cümleler geçirdim. İtalyancam maalesef geriledi ama olduğu kadar;) Ben bu cümlelerle kendimi kurtarırım:)


ciao, come va? Bene…grazie…
C'e un tavalo per due? Lo preferisco fuori perche lui e' fumo
Possiamo avere il menu, per favore?
Eccolo
Prima della cena, mi piacerebbe avere il vino, vino della casa. Due vetri per favore! Per me e lui
Dopo di che, possiamo avere spagetti con pomodoro e la pizza, per favore?
Basta adesso.. Grazie mille
Il conto, per favore.
Tutto era delizioso

p.s: italyancanın ilk kuralı body language kullanabilmek, ben kesin yolumu bulurum

İSTEMEK BEDAVA…

Ben de bu uzun eteklerden bir tanesini istiyorum...Hatta iki üç tane:)


Monday, April 25, 2011

TUZLA BALIKÇISI v.s. MEZE BY LEMON TREE

Tuzla’da gitmeden edemediğimiz, sevgili saygılı iş arkadaşlarımla düzenli olarak haftada en az bir kere olmak üzere yoklama verdiğimiz bir yer vardıJ Ben orayı ne çok özledim bi bilseniz…Biz dağıldık herkes bir yerlerde, meze zevkimiz ne olacak bu konuda baya dertliyim. Acaba yeni organizasyonu Tuzla balıkçısında mı yapsak?. Neyse meze meze demişken, çok sevgili tatil arkadaşlarımla birlikte Cuma akşamı hayatımda gördüğüm minicik içi dolu turşucuk Asmalı Mescit’de bir meyhaneye gittik. Tadı damağımda kaldı. Kıyaslamak istemem Tuzla Balıkçısıyla, Tuzla’nın yeri bende ayrı. (Bana artık bedava yemek verirler diye umut ediyorum:)).

Cuma günü gittiğimiz yerin adını vermeden geçmeyeyim: Meze by Lemon Tree, rezervasyon yaptırmanız önemli ve hayatınızda bir kere de olsa gidin ve mezelerini yiyin derim ama Tuzla balıkçısı için ise her hafta mutlaka bi uğrayın derim…

Bu haftasonu annem geliyor en sevgili teyzemle birlikte onları Tuzla’ya mı götürsem.

Thursday, April 21, 2011

BAK BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ ESKİ GÜNLERDE

Hayatta olduğuma dair küçük postlar ekleseydim keşke:)

Hayatımda bazı değişiklikler oldu ve bu değişiklikleri ben çok sevdim. Birkaç post öncesinde yazdığım gibi bekleme fazı zorlu geçti. Aranacak mıyım arandım mı diye sürekli hali hazırda bekledim. Belki çok fazla açık açık yazmamıştım ama sevdiğim işimden ayrılıp daha çok seveceğim bir yere geçmek istiyordum. Kendimi geliştirme zamanı gelmişti.

O kadar telefonlara odaklanmıştım ki başka bir şey yapamaz olmuşum. Bknz. blog bile yazmamışım.

Neyse beklenen telefon geldi:) güzel haberi aldım. Artık yeni bir sayfa açma zamanı gelmişti. Öncelikle ilgili kişilere güzel haberi verdim. Aslında çok rahatladım ve mutlu oldum ama bu seferde aksilik olur mu diye korkmaya başladım. Neden korkuyorsam…Korkmasam olmaz;)

Yavaş yavaş bu süreçte neler yaptığımı anlatacağım ama öncelikle yeni yeni kararlarımı listelemek isterim. Bir……blog’uma daha çok ilgi göstermek :)