Monday, August 23, 2010

EAT PEAS WITH THE KING AND CHERRIES WITH THE BEGGAR

Haftasonu hayat şartları bizi İstinye parka sürükledi. Ankara’dan çok sevgili yengeç burcunun bütün özelliklerini taşıyan arkadaşım geldi. Kendileri bu postun sahibidir:) (arkadaşımı ve İstinye Park cümlelerini arka arkaya kullanma nedenimi biraz olsun anlamışsınızdır)
Önceden de dediğim gibi alışveriş merkezlerini hiç sevmiyorum. Başbakan olsam ilk olarak AVM yapımını durduracağım. Bizim gibi gençlerin (gençlik tartışılabilecek ve bazen de göreceli bir konu) Avrupa’daki gibi geniş alanlara, parklara ihtiyacı var avm gibi kapalı saçma sapan binalara değil.

Neyse ben sınıfımı ve katımı orada da buldum. Nereye ait olduğumun bilincindeyim. Pazarımı keşfettim. Güzel bir yemek yedik Karidesli Brokoli Graten, geçekten çok lezzetliydi. Yine de aklımda bezelye graten kaldı. İki gündür zaman zaman aklıma bezelye graten geliyor. Bugün mutfak alışverişini yapıp kendime acilen Bezelye Graten yapmam lazım yoksa bir yerlerim şişecek.




Ayrıca annemin ricası üzerine bol üzüm koyabileceğim limonlu ya da havuçlu kek yapacağım. Anneciğim ankaradan kekin tadına bakamayacak ama bana o kadar kek yapabilmem için mutfak zımbırtıları aldı bu yüzdendir ki kek yapmamı rica ediyor. Kendimi galiba bugün mutfağa kapatacağım. Gelmek isteyen? Yardım etmek ya da yaptıklarımı yemek isteyen.

Bunu dışında Cuma akşamı en sevdiğim kardeşime yemeğe gittim. Tam evcilik oynuyoruz:) Zeytinyağlı taze fasulye, barbunya ve ıspanak yemeği. Yeme de yanında yat. Keşke sofranın fotoğrafını çekseydim. Annemin gözleri dolmuştur.

Pazar günü Rumeli Hisarı’nda kahvaltı yaptıktan sonra kahve için Kuruçeşme’ye kadar yürüdük ve daha sonra Rumeli Hisarı’na yürüyerek geri döndük. Bunu gerçekten yaptık ve çok zevkliydi. Bazı sevgili arkadaşlarım inanmadı ve inandıktan sonra “iyi ki de yokmuşum” gibi tepkiler verdi ama bu yürüyüş sayesinde İstanbul’da yaşadığımı hissettim. Gerçekten güzeldi.

No comments:

Post a Comment